|
|||
![]() |
Bir kitap bir yazar – 18 HATIRALARDAKİ ERZURUM | ||
Abdulnasır KIMIŞOĞLU | |||
abdlnsr.kmsgl@gmail.com | |||
Bir kitap bir yazar – 18 HATIRALARDAKİ ERZURUM: ERZURUM’DA YAŞAYANLARIN DEĞİL ERZURUM’U YAŞAYANLARIN HATIRALARI
“Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi: ‘Ey kavmim! Bu elçilere uyun’ Yasin/20 “ bu ayeti kerimede geçen “şehir” kavramı hep dikkatimi çekmiştir. “Kent” değil “şehir”. Ve bir şehre ait hatırat kitabı bu ayeti kerime ile başlıyor. Önemine binaen büyük dikkat. Evet, Erzurum kent değil kadim bir şehirdir. Çünkü Erzurum, “yaşayanından” ziyade “yaşanılanı” daha çok olan bir şehirdir. Tarihinde, mahallesinde, caddesinde, sokağında; dağında, ovasında, havasında yâd edilen izleri vardır hüzünden, neşeden, ayazdan, bahardan, bozkırdan… Sadırlarda iz bırakan Erzurum’un, kalemle şerh düşmesidir iki ciltlik “Hatıralardaki Erzurum” kitabı. Kaleme alınan tüm yazılar, yaşanılan hatıralar kadar şehre ait birer de vesikadır. Bu kitabın en önemli yanı da aslında budur. İki ciltlik Hatıralardaki Erzurum kitabı, şehre değer katan ve bu şehri aziz kılan insanların duygu dolu terennümleridir. Maziden gelen bir vefa esintisiyle “Erzurum, buydu” yankısıdır da aynı zamanda. İlk cildinde 31, ikinci cildinde 30 yazarın hatırat yazısı olan derleme bir kitaptır. Editörleri Yusuf Kotan ve M. Hanefi İspirli hocalarımızdır. Kapak ve tasarım çalışması Abubekir Kale beye, tashihi ise yakın bir zamanda ani vefatıyla bizleri kedere boğan merhum Reşat Coşkun hocamıza aittir. 2020 baskı tarihi ile Erzurum Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları arasından 20-21. kitaplar olarak okuruyla buluşmuştur. Hatırat kitapları, özellikle son dönemde daha da dikkat çeken bir değere ve ilgiye kavuşmuştur. Daha içten ve daha samimi olmasından olsa gerek. Mesela tarihi şahsiyetlerin kaleme aldıkları hatıratları üzerinden tarihi yeniden yorumlama çalışmaları, bu düşüncemizi daha da kuvvetli kılmaktadır. Erzurum adına yazılan en kapsamlı hatırat kitabı olan bu eser, akademisyeninden bürokratına, milletvekilinden iş adamına, esnafından memuruna varana kadar büyük bir camianın duygu dolu yazılarıdır. Kaleme alınan her bir yazı zamana, mekâna, tarihe, şehre, maziye ve hatta geleceğe ışık tutan ender yazılardandır. Birinci cildinde sırasıyla yazısı olanlar: Mehmet Orhan Okay, Rasim Cinisli, Hakan Hadi Kadıoğlu, Sadık Kılıç, D. Mehmet Doğan, Mustafa Çetin Baydar, Muammer Cindilli, Naci Elmalı, İbrahim Aydemir, Burak Karen, Dilaver Düzgün, M. Talât Uzunyaylalı, Nizamettin Korucu, Şaban Abak, M. Hanefi İspirli, Halit Dursunoğlu, Muzaffer Taşyürek, Ali Kurt, Abdurrahman Zeynal, Hüseyin Yurttaş, Şahin Torun, Feridun Andaç, Ali Haydar Haksal, Ahmet Efe, Cahit Solakoğlu, Mustafa Ağırman, İbrahim Kavaz, Erdal Güzel, M. Sıdkı Aras, Lütfi Sezen ve Sıddık Akbayır. İkinci cildinde ise sırasıyla yazısı olanlar: Bekir Sıddık Soysal, H. Ömer Özden, Hikmet Yıldırım Celkan, Mustafa Kök, Necati Öner, Şenol Mızrak, Şeref Akbaba, Mehmet Özkarcı, Hüseyin Kotan, Ömer Yaşar Özgödek, Saim Sakaoğlu, Ahmet Faruk Sinanoğlu, Fahrettin Olguner, Yusuf Kotan, Ali Köseoğlu, Nurullah Genç, Tacettin Şimşek, İsmail Bingöl, Turan Karataş, Mehmet Taştan, Yaşar Bayar, Mucip Kına, Mehmet Özdemir, Hasan Hüseyin Tokuş, Sara Gürbüz Özeren, Reşat Coşkun, İbrahim Sevim, Kadir Sabuncuoğlu, Abdulnasir Kımışoğlu ve Çiğdem Pirimoğlu Mutaf. Takdim yazısını kaleme alan Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mehmet Sekmen beyin “binaların kitabesi, insanlarında hikâyeleri vardır. Bu hikâyeleri kayıt altına alarak anlatmak ve geleceğe aktarmak da çok önemli bir mesuliyettir” sözleriyle kitabın asıl amacına dikkat çekmiştir. Ön söz yazısında ise Türkiye Yazarlar Birliği Erzurum Şube Başkanı Sayın Muhammet Hanefi İspirli hocamız ise “Erzurum için ne yapmalı” sorusu ile yola çıkarak “kendisi için yaşayan, kendisi için üretenler gibi değil; bunları aşarak şehri hafızasında taşıyan, güzel insanlara yaptığımız davet sonrası elimizde böyle bir çalışma oluştu” sözleriyle şehri aziz kılan insanların hafızalarında yaşayan şehri, satırlarda da yaşatma başarısının mutluluğunu bizlerle paylaşmaktadır. 21. yüzyılla birlikte ülkelerin değil şehirlerin ön plana çıktığı günümüzde, şehirlerle anılan ülkelerin önemine dikkat çekmeye çalışan hocamız “hatıralardaki Erzurum” eserinin nasıl bir boşluğu doldurduğu / doldurmaya çalıştığı konusunu güzel bir şekilde izah etmiştir. “Anlatılanların değil yazılanların değerli olduğu” şiarıyla kitaplı medeniyetin evlatları olarak “müşahhas olan ne var elimizde” sorusuna yönelik şahitlik vesikası olarak “buyurun, bu kitap var” diyerek irfan ve hikmetimizin merhamet yüklü mirasını büyütmek istiyoruz” sözleriyle de kadim şehrimize / medeniyetimize kazandırılan bu eserin tarihi misyonunu belirtmiş olmaktadır. Ahmet Hamdi Tanpınar beyin Beş Şehir adlı kitabında geçen “eski Erzurum, çok muntazam bir çerçeve içindeydi” ve “Erzurum, Türk tarihine, Türk coğrafyasına 1945 metreden bakar” ithaf sözleriyle başlayan eser, arka kapak yazısında yer alan merhum şiar Nazir Akalın beyin Erzurum Kasidesi adlı şiiriyle hitama ermektedir. Netice itibariyle bütün şehirlerin bu tür çalışmalara ne kadar da ihtiyacının olduğu fikrini ön plana çıkaran bu çalışma, takdire şayan bir emeğin ve alın terinin kabul olunmuş duasıdır. Bu duanın kitaplaşma serüveninde arka planda duyulan heyecana ve koşuşturmaya şahit olmuş birisi olarak böyle bir eseri bizlere / şehre / matbuata / kütüphanelere ve özellikle Türk irfanına kazandırdığı için başta M. Hanefi İspirli ve Yusuf Kotan hocalarım olmak üzere emeği geçen herkese gönül dolusu teşekkür ediyorum. Ve son sözü ise gıyabında tanıdığım büyük şair merhum Nazir Akalın hocamızın Erzurum üzerine kaleme aldığı o muhteşem şiirine bırakıyorum. / Nazir Akalın / Erzurum Kasidesi
Bir mahmur sarsıntıyla seslendim dağlarına Yere diz vurmak için geldim kutlu kapına
Leylalar büyümeden girdiğim çıkmazların Göklerini buladım mehtapların kanına
Vakitsiz şarkıların dalgalandı dilime Yüzünü tutuşturdum beyaz alınyazına
Mecnunun hikâyesi gökçekimli değildi Mumyalanmış köpükler sızarken her yanına
Karanfiller kokuna yeni şerhler düşerken Kanımdan renkler serptim dağlarının başına
Akşamların yakamı gül çağına düşürdü Darağacı kurarak beklediğim yarına
Nerede kar kışının göğsüme vuran sesi Sevda olup sıkıştım serçe yuvalarına
Bir daha yorumlasam eflatun tarihini Yitip giderim senin kanlı ıslaklığına
Omuzlarım karanlık devranlara çarparak Başımı taşıyor bak palandöken dağına
Nerede yeryüzünün koynumda titremesi Düşlerimi ıslatıp girdim senin yasına
Çıplak kirpiklerimde dalgınlığına mahrem Mecidiye dönüyor kalbimin enkazına
O kardelen yankını dur bir daha duyayım Bulutlar çılgın çılgın düşmeden ilkyazına
Yitirdiğim şarkıyı dağlarında bulamam Otuz üç kelle ile cürm işledim adına
Atının nallarına yapılan bir toz gibi Ne oyunlara geldim düşüverdim kıyına
Ey sen ki rüzgârını saçlarıma dolayan Bir kutlu tövbe için yine geldim kapına
18.10.2021 |
|||
Etiketler: Bir, kitap, bir, yazar, –, 18, , HATIRALARDAKİ, ERZURUM, |